“Midas’ın ailesi”ne ait olabilecek tümülüs keşfi

Ankara’nın Polatlı ilçesindeki Gordion Antik Kenti’nde yapılan kazılarda, milattan önce 8. yüzyıla tarihlenen ve büyük ihtimalle bir kral ya da üst düzey yöneticiye ait olan kremasyon mezarı gün yüzüne çıkarıldı. 47’nci tümülüs olarak kayıtlara geçen bu anıtsal mezarda, yakılarak gömülmüş insan kalıntılarının yanı sıra 100’den fazla değerli arkeolojik eser bulundu.
Gordion Antik Kenti Koordinatör Kazı Başkanı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Yücel Şenyurt, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Gordion Müzesi bahçesinde 47’nci tümülüsten çıkan eserlerin tanıtım töreni sonrasında açıklama yaptı.
Eylül ayında başladıkları çalışmayı dört ayda tamamladıklarını belirten Şenyurt, tümülüsün üzerinde 12’ye 12’lik alan içerisinde kazı yaptıklarını belirterek, 15 işçi ve 6 arkeolog çalışmalarında sistemli bir kazı yaptıklarını kaydetti.
“2 bin 700 yıl önce testiyi keten ile sarıp mezara bırakmışlar”
Şenyurt, 8 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 60 metre çapındaki tümülüsün Gordion’daki orta büyüklükteki mezar yapılarından biri olarak değerlendirildiğini aktardı.
Mezar odasına ilişkin bilgi veren Şenyurt, şöyle devam etti:
“Ahşap konstrüksiyonlu mezar odası, zamanla üzerindeki taş ve toprak baskısıyla çökmüş. Buna rağmen 100’den fazla eseri, bunlardan bronz ve demirden oluşan 88 tanesi müzeliktir, yerinde sağlam bulduk. 47 tanesi restore edildi ve edilmeye devam ediliyor. İçlerinde büyük kazanlar var. Üç saç ayaklı çömlekler var. Demirden yapılmış tütsülükler var.
En çarpıcı buluntulardan biri ise bronz bir çömlek üzerde tekstil kalıntısını tespit ettik. 2 bin 700 yıl öncesine bir bronz testiyi keten örtüyle mezara bırakmışlar ve biz bunu sağlam bulduk. Nadir bir eser bu. Bu organik ürün yani keten sayesinde, bronz korozyonunun koruyucu etkisi sayesinde günümüze ulaşmış. Bu ölçekte ve sağlamlıkta bir tekstil buluntusuna çok nadir rastlıyoruz. Bugün Anadolu kadınları yoğurdu bu şekilde mayalar.”
“Gordion’da her kazı sezonu yeni keşiflere gebe”
Şenyurt, kazı çalışmaları sonucunda ulaşılan bulguların hem Frig ölü gömme gelenekleri hem de Gordion’un siyasi tarihi açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Tümülüsünlerin yığma mezarlar ve çoğunlukla da hanedan mezarlıkları olduğunu belirten Şenyurt, mezarda bulunan zengin objelerin ve mezar yapısının anıtsallığı, burada gömülü kişinin bir kral ya da en azından yüksek statülü bir yönetici sınıfa ait olduğunu düşündürdüğünü kaydetti.
Şenyurt, önceki tümülüslerde de kremasyona rastlandığını ama bunun en eski tarihli olduğunu bildirdi.
Yücel Şenyurt, şunları kaydetti:
“Kremasyon yani ölünün yakılarak gömülmesi geleneğinde 47’nci tümülüs en eskisi oluyor. Bu durum, Friglerin ölü gömme adetlerini gösterdiği gibi, milattan önce 750’lere kadar kremasyonun yapıldığı gösteriyor. Mezarda hem küllere hem de bu kişiye ait zengin eşyalara ulaştık. Bu da bize burada gömülü kişinin sıradan biri olmadığını açıkça gösteriyor. Bir yanda yakılarak diğer yanda toprak altına doğrudan gömülen ölüler var.
Anadolu’da milattan önceki yıllarda ölü gömme adetleri açısında çok farklı uygulama yapan insanların yan yana olması Anadolu’nun zenginliğini vermesi açısından çok önemli. Ölü yakıldıktan sonra külleri beze sarılıyor. Ama tabii biraz dağılmış halde bulduk.”
Prof. Dr. Şenyurt, Gordion’daki kazıların 75 yıldır sürdüğünü ancak halen araştırılmayı bekleyen çok sayıda tümülüs ve yerleşim alanı bulunduğunu dile getirerek, “Henüz kazılmamış alan, kazılmış olandan çok daha fazla. Gordion’da her kazı sezonu yeni keşiflere gebe” ifadelerini kullandı.
“Midas’ın ailesinden birine ait olması mümkün”
Gordion Antik Kenti Kazı Başkanı Charles Brian Rose da Türkiye’de 45 yıldır çalıştığını, önce Aydın Afrodisias’ta, 25 yıl Truva’da ve 2007’den beri Gordion’da bulunduğunu söyledi.
Rose, en son 2019’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile birlikte kazı yaptıklarını ve bununla Gordion kültürüne dair çok şey öğrenebildikleri değerlendirmesinde bulundu.
Charles Brian Rose, sözlerini şöyle sürdürdü:
“47’nci tümülüsteki kazı, harika bir keşif oldu. Milattan önce 8. yüzyılın ortalarından kalma bronz kaplarımız var. Midas’ın babası için inşa ettiği tümülüsle hemen hemen aynı zamana ait. Bu tümülüs yakınlarda olduğu için Midas’ın ailesinden birine ait olması mümkün. Gerçekten ilginç olan şey, bunun bir yakma gömüsü olması. Bu çok önemli bir kişinin gömüsü olabilir, bu sayede 8. yüzyıl Gordion’u hakkında çok şey öğreniyoruz. O dönemde insanların ölülerin bedenlerini mezar odasına koymayı seviyorlar ve onu yakmıyorlar. Bu örnek ise 8. yüzyıla ait tek örnek. Ancak bedenin kalıntılarını çevreleyen kap türlerine bakarsanız Midas Höyüğü’nde bulduklarınızla aşağı yukarı aynıdırlar.”
Gordion’un geleceğine ve sonraki kazılara ilişkin de konuşan Rose, hiçbir antik kentin sonsuza kadar kazılamayacağını ancak çocukların bölgeyi öğrenmeleri için çalışmalar yürüteceklerini kaydetti.
Rose, “Gordion’da yaptığımız en önemli şey, antik anıtların korunmasıdır. Gordion’a daha fazla ziyaretçi çekmek istiyorsak bu önemlidir. Gordion’da ne kadar çok ziyaretçi olursa, bölgenin ekonomisi o kadar iyi olur ve insanlar antik kente o kadar çok dikkat eder. Bu yüzden binaları korumak sadece onları güçlü tutmak için değil, aynı zamanda daha geniş bir topluluğu çekmek için de önemlidir. Böylece antik kentin önemini anlayabilirler” ifadelerini kullandı.
Gordion Antik Kenti’ndeki mezar odası gün yüzüne çıkarıldıETİKETLERAnkaraAntik Kent
Haber Kaynak : TRTHABER.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”